Makas Eller

Filmin Adı : Makas Eller

Yönetmen : Tim Burton

Tür : Fantastik, Dram, Romantik

Yapımı : 1990– ABD

Yoğun geçen bir kaç haftanın sonunda şükür ki “daha az yoğun” bir haftaya başlamaya hazırlanırken, güzel bir tavsiye sayesinde bu film ile karşılaştım. Vaktimin de olması nedeniyle izlediğim film gerçekten de izlediğime değdi 😇

Filmin Konusu

Film bir kasabada tepedeki esrarengiz bir köşkte başlıyor, burada yaşayan mucit adam bir insan yaratmak istiyor. Tam her şeyi hazır oluyor lakin hikaye bu ya, geçici olarak elleri yerine takılan makaslar çıkarılamadan vefat ediyor. Sonrasında torunu uyumayan bir ninemiz de karın yağış hikayesini torununa anlatırken bizlere başlıyor bu öyküyü anlatmaya.

Avon satış danışmanı olan Peg, kasabada her yeri kapı kapı geziyor lakin şanssız bir gününde olduğunu düşünüyor çünkü hiiç satış yapamıyor. Bunun üzerine kimsenin uğramadığı o köşke gitmeye karar veriyor. O yolda ilerlerken “ablacım malı batsın bırak, neyle karşılaşacağız belli değil aliminyüm” diye gerildiğim doğrudur. Gerilmemin nedeni o zamana kadar makas eller i hiç görmemiş olmaktı 😅

Sonrasında tanışıyorlar ve apar topar onu da alarak evine getiriyor. Evde çoluğu çocuğuyla tanıştırıyor, onu normal hayate adapte etmeye çalışıyorlar. Yılların elleri yerine makas ile yaşamanın verdiği alışkanlık ile Edward son derece güzel şekilde çimleri şekillendiriyor, saç kesimi yapıyor üzerine evcil hayvanların da bakımlarını yapabiliyor. Bu sayede de kasabalı tarafından çokça sevilen bir karakter haline geliyor.

Sonrasında kendisine dükkan açmaya niyetleniliyor ancak libidosu yüksek olan bir komşu, istediğini alamayınca (!) çeşitli iftiralar atıyor. Bu iftiralar neticesinde ve çeşitli rastlantısal bazı kötü olaylar sonucunda da kasabada istenmeyen adam olmaya başlıyor. Devamında çeşitli romantik olaylar yaşanıyor ve o konu bir şekilde karların yağmasına kadar gidiyor. Fantastik bir film olduğu için, karların yağış biçimini çok sorgulamadım lakin biraz daha zorlasalar ben gene ağlayacaktım 😇

Filmin Hakkında

Johhny Depp reisin oynadığı her filmi severek izliyorum zaten, oyunculuğu vs. hoşuma gidiyor ancak normalde 1900’lü yıllarda çekilen filmler bana gerek görsel gerek kurgusal olarak bazı eksikleri nedeniyle pek cazip gelmiyordu. Tavsiyenin kaynağı ve de önceki öneriler göz önünde bulundurularak izlediğim bu filmi kesinlikle herkese tavsiye ederim. Minik bir kasabada geçmesi nedeniyle olay örgüsü kısır bir hale bürünüyor ancak kısa sürede tekrar akıcı bir hale geliyor.