Kitabın Adı : De Ki İşte
Yazar : Oruç ARUOBA
Sayfa Sayısı : 157
Basım Tarihi : İlk basım 1990 16. Baskı Temmuz – 2023
Yayınevi : Metis Kitap
Kategori : Felsefe – Şiir
Tesadüf eseri denk geldiğim, okuma listeme yaklaşık 5 ay kadar öncesinde eklediğim bir kitaptı De Ki İşte. Ardından TÜYAP Kitap fuarında Metis Kitap standında “Ooo gerçekten çok güzel tercih” diyerek bana takdim edilen kitaptır kendileri efem 😇
De Ki İşte Kitap Hakkında
Kitap 3 ana bölümden oluşmakta. Ölüm ( de ), Yaşam ( ki ), Felsefe ( işte ) şeklinde tasnifli. Aynı zamanda her bölümün kendine özgü bir resmin parçası bulunmakta.
“Yaşam hep birlikte yapılabileceklerin hayallerinin, yalnız kalmaların kayalarında parçalanışının sürecidir.”
Kitapta her bölüm kendi içerisinde de bölümler mevcut. Genel çerçeveye baktığınızda ise anlam bütünlüğünü bozmadan, bir bütünü anlatan ufak parçalar gibi okuyabilirsiniz.
Kitapta her bölüm için çok güzel tespitler var. Lise hayatında uzunca felsefe tartışmalarına şahit olmuştum, o yıllardan sonra ise belli başlı klasiklerin bölüm bölüm felsefi düşüncelere yer vermesiyle idare ediyordum. Lakin bu kitap başından sonuna kadar yoğun bir felsefe içermekte.
Ama, demek ki, ancak yaşamış olan ölebilir; Öyleyse, ölen, yaşamış olanlardır, yaşayan da ölecek olan; yani, yaşayan- öyleyse, işte, ölüm yaşamdır.
Kitap Özetleri – Kitap Önerileri
“Ancak arada bir gerçekten yaşayacaksın; duygusal olarak “unutulmaz bir an” denen yaşam aralıklarından birinde, tam kendin olarak, tam kendisiyle yüzyüze geldiğin bir başka kişiyle, birlikte, bir şey yaşadığında ( bir sevinç, bir acı… ) o zaman gerçekten yaşarsın. “
Hayatın anlardan ibaret olduğu, her anın apayrı bir kıymeti olduğunu biliyorum. Bu hayata her birimizin geliş amacı başka, her birimiz, bir şekilde birbirimizin hayatlarına dokunuyoruz.
Örneğin bu kitap, yine hayatıma dokunan biri tarafından tesadüf eseri fark edilen bir kitaptı. Bazı insanlarla ortak gökyüzünün altında yaşamaya devam etmek, iyi olduğunu bilmek ve hayatına devam ettiğini hissetmek çok güzel. Hayatıma çok kritik bir dönemde dokunup, bıraktığı altın izi de kendisi gibi var olsun. Bilir o kendini 😊
Eğer ki felsefi alıntılar seviyor ya da “kafam dağılsın” istiyorsanız bu kitabı öneririm.
Kitap hakkında ayrıca şöyle de bir bilgi mevcut;
Kitabın birinci bölümü 12 Temmuz 1983 – 24 Şubat 1984,
İkinci bölümü 28 Eylül 1986 – 15 Şubat 1988,
Üçüncü bölümü 24 Ocak – 27 Eylül 1987 ‘ de yazılmış;
Kitabın yapısı Ekim 1987’de kurulmuş,
Nisan 1988 ‘ de son biçimini almış,
Ekim 1989’da dizilmeğe başlanmış,
Kasım 1990’da tamamlanmış ve basılmış.
Ve günümüzde hala daha aranan, okunan bir eser. Ayrıca belli ki Metis yayınları tarafından da çok satan bir eser. Böylece felsefeye olan ilgi ve alaka belli oluyor. Sonuç olarak tekrar tekrar önererek yazımı noktalıyorum efem 😇❤️
Bir yanıt yazın